Yeni grip aşısı umudu

Sayın Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın grip aşılarıyla alakalı güzel bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum, özellikle son paragrafına gönülden katılıyorum, okumanız dileğimle…

Science Express isimli tıp dergisinde yayınlanan ve grip virüsü ile enfekte edilen fareler üzerinde yapılan araştırmada tüm A tipi grip virüslerine karşı etkili olan bir antikor tespit edildi ve bu antikorun tedavide de işe yarayabileceği ortaya çıktı.

Domuz gribi geçiren bazı kişilerin diğer enfeksiyonlara karşı da korunmalarını sağlayan “süper bağışıklık” kazanmalarını esas alan İngiliz ve İsviçreli uzmanlar grip geçiren veya aşı olan kişilere ait 100 binden fazla bağışıklık hücresini x-ışınlı kristalografi ile incelediler.

Bu örneklerden bütün A tipi grip virüslerinin yüzeyinde bulunan H (hemaglutinin) antijenini hedef alan ve F16 adını verdikleri bir antikoru izole ettiler.

Deneylerde, bu antikorun enjekte edildiği farelerde öldürücü dozlarda verilen H1N1 virüsüne karşı tam koruma sağladığı belirlendi. Virüs verildikten iki gün sonra antikorun enjekte edildiği farelerin ise grip hastalığını atlattıkları ve ölmedikleri gözlendi.

F16 yeni grip aşısı olabilir mi?
Bu antikorun bu aşamada bir aşı olarak değil bir tedavi aracı olarak görülmesi lazım çünkü bir aşıdan bahsedebilmek için o maddenin bağışıklık sistemini uyarması gerekiyor.

Bu antikor çok miktarda üretilebilirse gribin önlenmesi ve grip tedavisinde işe yaraması mümkündür ve tüm grip virüslerine karşı çok etkili olan bir aşı yaratılmasında ilk adım da olabilir.

Günümüzdeki grip aşıları
50 seneden beri kullanılmakta olan grip aşıları, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip virüslerinin türlerine göre yeniden hazırlanır. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü her yıl dünyada en çok hastalık yapmış olan ikisi A ve biri B olmak üzere üç değişik virüs grubu belirler.

A tipi virüslerin yüzeylerinde bulunan ve kısaca H ve N olarak bilinen antijenlerden H antijenlerinin 16 ve N antijenlerinin ise 9 farklı türü vardır. A tipi virüslerin bu antijenlere göre onlarca farklı türü vardır: H1N1, H3N2, H5N1 gibi. Üstelik bu antijenlerde sürekli olarak yapısal değişiklikler de meydana gelir.

Bu şekilde her sene yeniden hazırlanan aşıların birkaç önemli dezavantajı vardır. Elde edilen bağışıklığın çok kuvvetli olmaması; bağışıklığın kısa süreli olması ve grip virüslerinin yüzey antijenlerinin sürekli değişiklik göstermesi sebebiyle bu aşılarla sadece belirli tip virüslere karşı kısmi korunma sağlanabiliyor. Bu yüzden de grip aşılarının her sene tekrar edilmesi gerekiyor.

Kalıcı aşı için çalışmalar var
Halen uygulanmakta olan grip aşısının olumsuzluklarını ortadan kaldıracak olan aşılar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bunun için tüm A türü virüslerde ortak olan ve değişiklik göstermeyen proteinlerin bulunması gerekiyor.

Oxford’ lu bilim adamları grip virüsünün iç kısımlarında yer alan nükleoprotein ve matriks protein 1 adı verilen proteinler üzerinde çalışarak aşı geliştirmeye çalışıyorlar. Bu proteinler A virüslerinin yüzde 90’ ında bulundukları için bunların birinden hazırlanacak aşının virüslerin yüzde 90’ ına karşı etkili bir koruma sağlaması bekleniyor.

Gelelim neticeye
Tüm A tipi grip virüslerine etkili olan ve ömür boyu bağışıklık sağlayan bir aşı sayesinde bir kere grip aşısı olmakla grip virüslerine karşı tam ve uzun süreli korunma sağlanması teorik olarak mümkündür.

Bu konudaki çalışmaların uygulama alanına girebilmesi için daha en az 5-6 sene sürecek pek çok araştırmanın yapılması şarttır.

Bu araştırmaların, insanlara her sene grip aşısı yapılması sayesinde milyar dolarları kasalarına indiren aşı üreticilerinin engellemeleriyle karşılaşmamasını diliyorum.

KAYNAK
http://www.sciencemag.org/content/early/2011/07/27/science.1205669

İLGİLİ YAZILAR

10,259BeğenenlerBeğen
11,061TakipçilerTakip Et
8,931TakipçilerTakip Et

TUS’da Başarının Yol Haritası

Hayatta attığın her adım sana özel olmalı Sen gülmelisin hayatına Sen tutmalısın yüreğinde geleceğini Hüzün de neymiş , ne işe yarar ki? Ben yapamam diyerek, ne kadar adım...